Yıl 1978. Londra Heathrow’dan Diplomatik Kurye olarak transit geçiyorum. Kuyruktan çıkarılıyorum, şaşkın yolcular arasında üstüm başım aranıyor. Mühürlü Kurye çantamı zorla açmak istiyorlar. Karşı koyuyorum, kavgaya amir geliyor, özür diliyor. “Aynı muamele Türkiye’de Kraliçe’nin kuryesine yapılacaktır” diyorum. Bakanlığa dönüşümde ilgili daire başkanına rapor ediyorum. “Kardeşim, hep yapıyorlar bunu. Ne yapabiliriz ki?”
Trump’ın ikircikli halleri, Afganistan için çıkış yolları
ABD mevcut Afgan politikasında ısrar eder, savaş devam ederse zaten çok etnikli, çok mezhepli, feodal aşiret bağları çok keskin olan ülke daha fazla dayanamaz ve parçalanır. Amaç Afganistan’ı parçalayıp oradan “Kürdistan benzeri” vasal devletçikler kurmak ise, savaş o netice alınana kadar sürdürülecektir.
Eğitimde devrim: Bildiğini iyi bilmek
Son günlerde tartıştığımız TEOG, iflas etmiş eğitim stratejimizin sadece küçük bir yansıması. Bulunacak çare eminiz, palyatif bir tedbir olacak. “Hükumetin en iyi niyetlerle modernleştirdiği altyapıya rağmen” fiilen iflas etmiş, çağdışı kalmış, “milli” bilinç vermekte bile topallayan eğitim artık yamalı bohça tarzı tamirlerle düzelmez.
Madde bağımlısı Batı düzeni karşısında son kale: İslam medeniyeti
Batı ekonomilerinin zayıflaması ve işsizliğin o ülkelerde demokrasinin belkemiği orta sınıfları çökertmesi umulmadık sosyal patlamalara, etnik ayrışmalara yol açabilir. Türkiye işte o günlere hazırlanmalıdır. İnsanın “mana” fıtratını yok etmeye yemin etmiş, onu “madde bağımlısı” yaparak köle eden çöküşteki Batı medeniyetine karşın Osmanlı torununun arkasında başka hiçbir İslam ülkesinin hayal edemeyeceği “meşruiyet”i, veraseti vardır.
Çok cepheli kriz ve ‘çöl demokrasisi’
Suudi Arabistan’ın önce Yemen ve Katar, sonrasında Lübnan krizi ve iç dengelerin değişmesiyle karşılaştığı rüzgar, küresel yankılanmalara ve endişeye yol açtı.