KUŞAK VE YOL GİRİŞİMİ
RÖPORTAJ SORULARI
ÖZGE ELETEK
1- Kuşak ve Yol Girişimi, eski İpek Yolu güzergahı boyunca ülkelerin ekonomik entegrasyonunu hızlandırmayı amaçlayan uzun vadeli kıtalararası bir girişim olarak proje olarak kabul edilmektedir. Kimilerine göre söz konusu proje,
21. yüzyılın en önemli ticari girişimlerinden biridir. Siz bu açıdan Kuşak ve Yol Girişimini nasıl değerlendirirsiniz?
İstanbul-Pekin arası ticaret yolu, okyanuslardaki büyük keşiflerden sonra büyük darbe yedi. Kaybedenler Osmanlı, Çin ve aradaki halklar oldu. Tabii bu ticaretin uzun ayağı olan İtalyan Akdeniz devletleri de ciddi darbe yediler. Kısaca küresel ekonominin İstanbul-Pekin zinciri koptu.
Kapitalizm engelsiz, serbest ticaret öngörür. Küresel çapta sürekli genişlemek zorundadır. Genişleyemezse içe çöker (implode). Çin de kapitalizme geç giren bir ülke olarak, onun gereği serbest ticaret kanalları kurmak istiyor. Çöken ipek yolunun Batı ayağı olan Türkiye de bu kopuk halkanın tamiri için Çin ile aynı kaderi ve amacı paylaşıyor. Zira İstanbul-Pekin halkası bağlanmadıkça küresel kapitalizm zinciri kopuk kalacaktır.
2- 2013 yılında ilk kez duyurulmasından bugüne kadar geçen süre içerisinde Çin, 150 ülke ve 32 uluslararası kuruluşla Kuşak ve Yol belgesi imzalamış bulunuyor. Küresel bir proje olmasıyla birlikte özellikle Asya, Doğu Avrupa, Afrika ve Orta Doğu gibi gelişmekte olan pazarlara daha fazla önem verildiği görülmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Kuşak ve Yol Girişimi’nin Çin ve gelişmekte olan ülkelerle arasındaki ilişkiye etkileri nasıl olmuştur ve nasıl olacaktır?
Çin ve Türkiye 21. Yüzyılın yükselen güçleri. Yükselen güçler huzur ve istikrar isterler. Üretimleri, ihracatları artarken liberal, engelsiz küresel düzen isterler. Ancak isteklerinin tam tersi ortamı yaratırlar. Yükselmeleri, statüko’yu bozar. Eski güçler kurdukları dünya düzeninde kendilerine yeni rakipler istemezler. Yeni rakipler tam tersine eski güçler arasında yer bulma çabasına girerler. Bu ise istikrarsızlık demektir.
Söylediklerimizi somutlaştırırsak, satacak malı olan yükselen ülkeler, liberal küresel köy ister. Afrika, Asya, Latin Amerika küresel kapitalizmin yayılması gereken bakir alanlardır. Rekabet kabiliyetini kaybetmeye başlayan eski güçler ise koruyucu ekonomik politikalara yönelirler, küreselleşmeye karşı çıkarlar. İşçiler, köylüler yabancı rekabete karşı kapanıcı, koruyucu kalkanlar için siyasetçilerini zorlarlar, buna izolasyonizm diyoruz. Batı’da başlayan tehlikeli süreç budur.
Yükselen Türkiye 500 milyar dolara koşan ihracatıyla, 60 milyon turist hedefleyen planlarıyla küresel köyden yanadır.
Batılı ülke halkları ise küresel köye karşıdır, giderek korumacılığa kaymaktadırlar.
3- Bu sene, Kuşak ve Yol Girişimi’nin 10.yılı kutlanacak. Gelinen noktada, küresel ekonomik durum da göz önüne alındığında Kuşak ve Yol Girişimi’nin gelecekte küresel ekonomideki rolüne ilişkin neler söylenebilir?
Kuşak Yol girişimi başta ABD, Batılı ülkeleri çok rahatsız etti. Çin ile rekabet edemiyorlar. O nedenle serbest ticaret girişimlerine giderek daha reaksiyoner, kapalı hale geliyorlar. Her ülke yerli malı kullanma trendine girerse dünya karanlık bir ekonomik tünele girer.
İnsan Batılı işçi ve köylülere hak da veriyor. Emperyalist, kolonyalist toplumlar üç asırdır bu dünyanın kaymağını yiyorlardı. 21. Yüzyılda sokakta evsiz, aç gezen Amerikalılar, Avrupalılar görüyoruz. Bu tipleri evvelce Afrika, Çin ve Hindistan’da görürdük ve kanıksamıştık. Beyaz adamın o duruma düşmesi kafamızdaki Batılı imajını altüst etti, ona alışmaya çalışıyoruz. Batılılar ise şaşkınlar, sosyal patlamalara gebe o toplumlar.
Hasılı Kuşak Yol insanlık için, Türkiyemiz için iyi, hayırlı bir girişimdir. Desteklenmesi gerekir. Ama Batılı ülkelerin kösteklemesi, Çin ve Türkiye gibi, BRICS gibi yeni rakipleri çelmelemesi, içe kapanma, küresel köy düşmanlığı gibi davranışlar genç nesillerimiz için tehdittir. Bir yandan iyimserlik için ışık var iken, diğer yandan da karanlık amaçlar var dünyamızda. Umalım aydınlık güçler galip gelsin.