Ermenistan Azerbaycan İlişkileri

Kocaeli Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Kulübü
Ermenistan Azerbaycan İlişkileri
Aydın Nurhan
Büyükelçi (e)
26 Mart 2025
Değerli Hocalarım, Aziz Gençlerimiz,
Bizleri biraraya getiren Kulüp Başkanı Nail Karagülle’ye, Uğurcan Yıldızdal’a ve desteklerini esirgemeyen hocalarımız ve gençlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.
Önce diplomat olmak isteyenler için bir kaç tavsiye:
Dışişleri Bakanlığı meslek memuru sınavı Türkiye’nin en zor, en rekabetçi sınavlarından biridir. Hazırlıkları lise çağında başlar. Çalışmanız gereken sınav konularının başında 4 baraj sorusu vardır.
1. Türkçe kompozisyon.
2. İngilizce kompozisyon.
3. Türkçe’den İngilizce’ye tercüme.
4. İngilizce’den Türkçe’ye tercüme.
Bu konularda başarılı olmak için her gün alıştırma yapmanız gerekir. Unutmayın, yazı yazmak ve tarz oluşturmak uzun yıllar okumak, yazmak ve tefekkür düzeyine ulaşmayı gerektirir. Dışişleri sınavına son gün çalışılıp girilmez.
Daha lise çağından başlayarak önce Amerikan filmleri izlenmeli, o kültür ve dil hakkında bilgi sahibi olduktan sonra İngilizce haber kanalları her gün izlenmelidir. Keza İngilizce gazete ve dergilerin de her gün muntazaman takibi gerekir. Bu konuda benim web sitemdeki https://aydinnurhan.com/en/farewell-mulkiye/ Mülkiye veda konuşmam sizlere bir nebze ışık tutabilir.
Şimdi gelelim konumuza.
Biraz kronolojik bilgi:
Azerbaycan Türkleri aynı bizim gibi Orta Asya’dan Batı’ya dalgalar halinde göçüp yerleşen ve yerel halklarla karışan, ama Türkçe dilini muhafaza eden Oğuz boyundandırlar.
Azerbaycan ve Ermenistan asırlar boyu istilalar görmüş, bazen barış, bazen savaş içinde,  ama daima aynı kültürü paylaşmış, birarada, içiçe yaşamış iki halk. Çarlığın yıkılmasıyla 1918-1920 yıllarında kısa bir bağımsızlık döneminin ardından SSCB yönetimine girmişler, Sovyet İmparatorluğunun çöküşü ile 1991yılında bağımsız kalmışlar, hemen ardından çatışmaya başlamışlardır.
İran, Rusya ve Hristiyan dünyasının maddi, onun ötesinde psikolojik desteğini alan Ermenistan, başta Karabağ olmak üzere Azerbaycan topraklarını işgal etmiş, Hocalı’da soykırım yapmış, bir milyon Azerbaycanlıya etnik temizlik uygulamış, ve nihayet 1994 yılında Rusya’nın taraflı müdahalesiyle sözümona 31 yıl sürecek ateşkes yapılmıştır.
Ermeni Devleti, Rusya ve Batı dünyasının manevi desteğinin verdiği psikolojik üstünlükle sürekli Azerbaycan topraklarına saldırılar düzenlemiş, geçen zaman içinde Nahçıvan’da konuşlanan TSK Özel Harp Kuvvetlerinin Azerbaycan ordusuna verdiği moral ve fizik eğitimin  etkisini idrak edememiştir.
Azerbaycan 2020 yılında, geleceğin habercisi olacak bir hamle ile Cebrayıl, Fuzuli, Zengilan, Gubadlı, Şuşa gibi kaybettiği toprakların önemli bir kısmını geri almış, Ermenistan bu hamlenin mesajını algılayamamıştır.
Ermenistan bu hatanın üzerine bir de Rusya’ya karşı ABD ve Avrupa kartını açınca Rus himayesini kaybetmiş, durumu değerlendiren Azerbaycan, Türk kurmaylarının da yardımıyla Eylül 2024’te 24 saat süren bir operasyonla Karabağ’ı da ele geçirmiştir.
Olaya diplomasi açısından bakıldığında,
1. Ermeni iç siyasetinde Rus-Batı tahteravallisinin ciddi bir kararsızlığa yolaçması,
2. Ermenistan ekonomisinin sefaleti, ona mukabil Azerbaycan ekonomisinin Ermeni ekonomisinin fersah fersah ötesine geçmesi,
3. diasporanın Ermenistan konusunda aşırı, gerçeklerden uzak tutumu,
4. Rusya ve NATO ülkelerini ciddi başka sorunlarla meşgul eden küresel konjonktür,
5. Türk savunma sanayiinin ulaştığı vurucu gücün farkedilememesi,
6. Rus himayesini kaybeden Ermenistan’a destekte Batı’nın hazırlıksız yakalandığı,
7.AGİT Minsk Grubu’nun Ermenistan işgalinin ebediyyen süreceği gafletiyle çözüm çabasını umursamaması görülmektedir.
Şimdi gelelim Azerbaycan Ermenistan uzlaşmasına.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığının 13 Mart 2025 tarihli açıklamasına göre yaklaşık kırk yıldır süren çatışmayı sona erdirecek bir barış anlaşması için mutabakat metninin iki ülkenin Dışişleri Bakanlıkları tarafından onaylandığı açıklanmıştır. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, 12. Küresel Bakü Forumu kapsamında gazetecilere yaptığı açıklamada “Barış anlaşmasının metnine ilişkin müzakereler tamamlandı. Mutabakat sağlanmayan 2 madde kalmıştı. Ermenistan bu 2 maddede de Azerbaycan’ın önerilerini kabul etti.” ifadesi ile barış yolunda önemli bir adım atıldığını teyit etmiştir.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı da ‘Ermenistan Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Barış ve  Devletlerarası İlişkilerin Kurulması Hakkında’ anlaşmanın imzalanmaya hazır olduğunu, anlaşmanın imzalanma tarih ve yeri konusunda Azerbaycan Cumhuriyeti ile istişarelere başlamaya hazır” oldukları açıklamasında bulunmuştur.
Türkiye Ermenistan ilişkileri
Azerbaycan ile ”İki Devlet, Tek Millet” mottomuzdan hareket edersek, Azerbaycan Ermenistan sorununun ülkemizi ilgilendirmediğini söylemek anlamsız olur. Yani üç ülkenin ilişkileri içiçe geçmiş bir yumak halindedir. Bu gerçeği en iyi idrak eden devlet adamı ise Paşinyan’dır. Bakın Türkiye ile ilişkileri konusunda ne söylüyor:
”Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilere değinen Başbakan Paşinyan, iki ülke diplomatik temsilcilerinin sürekli doğrudan temas halinde olduğunu belirterek, “(Ermenistan-Türkiye ilişkileri) Bu normalleşme üç ay, altı ay ya da bir yıl daha gecikebilir. Ancak bugün benim algım artık bunun yalnızca bir an meselesi olduğu yönünde ve bu süreçte sabırla ilerlemeliyiz” değerlendirmesini paylaştı.
Paşinyan soykırım iddiaları konusunda da “Tarihte mutlak bir gerçek yoktur, tarihin her türlü algılanışı aslında siyasi bir algıdır” “Resmi tutumumuz, (1915 Olaylarının) uluslararası alanda tanınmasının bugün dış politika önceliklerimiz arasında yer almadığıdır” ifadeleriyle Erivan’ın Türkiye’ye yönelik politikasında gerçekçi bir zemine geldiğini göstermiştir.
Ve Uzlaşmanın İçeriği
Henüz detayını bilmemekle birlikte, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, barış için önemli şartlardan ikisinin
Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine karşı maddelerin ve özellikle “Dağlık Karabağ konusundaki atıflar” nedeniyle Ermenistan anayasasının değiştirilmesi ve
Eş başkanları Fransa, Rusya ve ABD olan AGİT Minsk Grubu’nun feshedilmesi olduğunu ifade etti.
Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan da Ermenistan ve Azerbaycan’ın, ‘üçüncü taraf güçlerinin dışlanması’ uluslararası platformlarda karşılıklı olarak açılan davaların düşürülmesi gibi önemli tavizler içerdiğini söyledi.
Zangezur Koridor’unun, çözümü zorlaştırmamak ve süreci uzatmamak için şimdilik kaydıyla dondurulduğu anlaşılmaktadır.
Gelinen Noktada Neler Yapılabilir?
Her şeyin başında, iki tarafın da geçmişten gelen psikolojik travmaları vardır. Bu travmaların sağaltılması, coğrafyanın birarada yaşamaya mahkum ettiği, içiçe geçmiş bu iki toplumun dış güçlerin manipülasyonlarına karşı uyanık, ahenk içinde yaşaması için şarttır.
Özellikle Ermenistan, Batı basınının kışkırtmalarının gerçekten Ermenistan halkının çıkarlarına mı hizmet ettiğini, nihai tahlilde hangi amaçla yapıldığını daima sorgulamalıdır.
Ermenistan halkı son savaşı kaybetmesine rağmen Paşinyan’ı hala başında tutuyorsa bu çok iyi tahlil edilmelidir. Ermenistan’da ekonomisi perişan, dünyanın en dertli ülkelerinden birinde yaşamaktan bıkmış, sürdürülebir barış arayışında bir halk görüyoruz. Azerbaycan, zafer kazanmanın vakarıyla davranmalıdır. Zorlama bir barış sürdürülebilir bir barış değildir.
Paşinyan gerçekten uzak görüşlü, feraset sahibi bir vatanseverdir. Dünya gerçekleri karşısında ”Büyük Ermenistan” hayalinin gerçekçi olmadığının idrakindedir. Onun ”köşeye sıkıştırılarak tavizler verdiği” imajı, halkı karşısında itibarını kaybetmesine ve bir asırdır barış ve kardeşliğe en çok yaklaştığımız şu dönemde elden büyük bir fırsatı kaçırmamıza yol açabilir. Tarihi Rus himayesi olarak gördüğümüz ilişki, aslında vasal suzeren ilişkisi olup Ermeniler artık Rusya’dan bağımsız, özgürce nefes almak istiyorlar. Onlara bu nefesi ancak Türkiye verebilir. Ermenistan’ın özgür dünyaya açılan penceresi Türkiye’dir.
Gelinen noktada Rusya’nın Kafkas politikası net değildir, konjonktür değiştiğinde ne yapacağı bugünden kestirilemez. Ama şunun farkındadır, içinde bulunduğu şartlarda Batı’nın dağılmış Osmanlı coğrafyası olan Balkan, Kafkas ve Ortadoğu’yu istikrarsız tutmak stratejisi karşısında yeni bir Kafkas yangınını, istikrarsızlığı istemeyeceği beklenebilir.
Batı’ya gelince, SSCB dağılmasının hemen akabinde Ermenistan’ı savaşa kışkırtarak Türkiye Orta Asya yolunu kesmek istedi. Savaşın uzamasında iki ülkenin başbaşa bırakılmamasının önemli rolü oldu. Başta Rusya, sonra MİNSK grubunun diğer iki iddialı ülkesi ABD ve Fransa, ve nihayet İran, Ermenistan’a sürdürülemez umutlar verdiler.
Sonunda Ermenistan benzer durumdaki Ukrayna’nın çaresizliğini görüp kendi sorununu kendisi çözme kararı verdi. İçinde bulunduğumuz konjonktürde Batı ve özellikle Ermenistan’ı içindeki diaspora nedeniyle nüfuz alanı olarak gören Fransa, onu silahlandırıp bölgede yeni bir istikrarsızlık arayabilir. ABD de içindeki Ermeni diasporasının kışkırtmasıyla bölge için yeni planlar yapabilir. Bu hasmane tutumların çıkar temelli amacı, Ermeni halkını aynı Ukrayna halkı gibi Rusya ve Türkiye’nin önüne yem olarak atmaktır. Dünya şiilerine lider olmak isteyen yalnız devlet İran da Ermenistan’ı tabii müttefik olarak yanına almak istemektedir.
NATO müttefiklerimizin ruhsuz ve stratejik sonuç vermeyecek politikaları karşısında Türkiye’nin samimi politikası bölge için barıştır. Ermeni ve Azerbaycan Türk halklarını barıştırmak, Ermenistan sınırlarını açıp onları Avrupa’ya entegre etmek, ekonomisini üç yıl içinde şahlandırmak, önce Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ekonomik bütünlüğünü, sonradan onların Türkiye ile ortaklığını sağlamak, akılcı politikamız olacaktır. Daha sonra da altılı masa önerisi doğrultusunda ekonomik ortaklık oyununa Rusya ve İran’ın katılması ideal hedef olmalıdır.
Türk devleti de bu çok özel anın bilinci içinde iki ülkeyi acilen barıştırmalıdır. Gecikilen her gün, Kafkaslarda yangın çıkarmak isteyenlere zaman kazandırmaktadır.
Anlaşıldığı kadarıyla Paşinyan da iki ülke sınırlarında yabancı askerler istememe, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü kabul etme ve sınırlarda demarkasyon yapma noktasına gelmiştir.
İran’ın baskısıyla şu aşamada Zangezur koridoru uzlaşıda yer almamakla birlikte, anlaşma yapıldığında Ermenistan’ın tamamı ticari koridor olacak, Zangezur da o çerçevede sorunsuz halledilebilecektir.
Şu hususu özellikle vurgulamakta yarar vardır, Azerbaycan diplomasisi aktif, tutkulu, güçlü ve başarılıdır. İyi yetişmiş, okuyan, ezberci değil, tefekkür sahibi diplomatları vardır. Azerbaycan konjonktürü doğru okuyup, barışı uzatacak isteklerden kaçınmalıdır, bu konjonktür kırılgandır, her an değişebilir.
Artık bölgede geçmişe değil, geleceğe bakmalıyız.
Bir an evvel diplomatik temsilcilikler açmalı, Gürcistan’ı da aramıza alıp siyasi, iktisadi ve kültürel alanlarda hızla bütünleşmeliyiz.